akciğer kanseri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
akciğer kanseri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Ağustos 2007 Pazartesi

Nargile sigara kadar zararlı olabilir

Dünya Sağlık Örgütü, nargilenin sigara kadar sağlığı tehdit ediyor olabileceğini, ancak nargile içimi ile ölümler arasında bağlantı olduğu konusunda daha fazla araştırmaya gerek bulunduğunu açıkladı.

Dünya Sağlık Örgütü'nün açıklamasında, "nargile kullanımının, sigara kullanımına karşı güvenli bir alternatif olmadığı", tersine nargile harmanında da akciğer, kalp ve diğer hastalıklara neden olacak maddeler bulunduğu kaydedildi.

Sağlık örgütünün "istişare notunda", nargilenin sigaradan daha uzun süre içildiği hatırlatılarak, ilk araştırmalarda nargile içimi ile sigaranın aynı oranda tehlikeli gibi görüldüğü aktarıldı.

Ortadoğu, Kuzey Afrika ile Orta ve Güney Asya'da yaygın olarak kullanılan nargile, ABD ve Avrupa'da da özellikle gençler arasında yaygınlaşıyor.

11 Temmuz 2007 Çarşamba

Akciğer Kanserinin Erken Tanısında Balgam Sitoloji

Akciğer kanseri, gelişmiş ülkelerde, erkeklerde en sık, kadınlarda meme kanserinden sonra ikinci sıklıkta ölüme neden olan kanserdir. En sık 40-70 yaş arasında görülür. Sigara içen insanlar, akciğer kanseri için en büyük risk altında olanlardır. İçilen sigaranın miktarı ve süresi ile kanser gelişme riski doğru orantılı olarak artar (Şekil 1-2). Tüm akciğer kanserlerinin % 87’si sigara içmeye bağlı olarak gelişmektedir. Diğer önemli risk faktörleri; arsenik gibi bazı kimyasallara, asbest ve radyasyona uzun süre maruz kalmaktır. Bu faktörler de kanser yapıcı etkisini özellikle sigara içenlerde daha fazla gösterir.



Şekil 1: Sigara içen bir insanın akciğeri.





Şekil 2: Sigara içmeyen sağlıklı bir insanın akciğeri.



Akciğer kanseri ile mücadelenin en iyi yolu sigara içmemektir. Lütfen sigara içmeyiniz, içiyorsanız bırakınız, içmiyorsanız başlamayınız, içen yakınlarınıza bıraktırınız.
Akciğer kanseri için alınabilecek ikinci önlem de erken tanıdır. Akciğer kanserinin herhangi bir erken belirtisi yoktur. Bu nedenle klinik olarak ortaya çıkmadan önce yıllarca büyümesini sürdürür. Akciğer kanseri çoğu olguda tanı konduğunda metastaz yapmış (başka organlara yayılmış) olduğundan başarılı bir tedavi için geç kalınmış olmaktadır. Akciğer kanserinin belirtileri sık tekrarlayan bir soğuk algınlığında görülen belirtilere benzediğinden hastalar böylesine kötü bir olasılığı akla getirip de doktora gitmeyi düşünmemektedir. Ancak, son zamanlarda bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans görüntüleme ile erken tanılar konabilmektedir. Bununla beraber, bu yöntemler, pahalı yöntemler olup, tarama testi olarak kullanılmaları mümkün değildir.
Bu nedenle, henüz belirti veya rahatsızlık vermeyen bir akciğer kanserinin erken tanısı, ancak, balgam sitoloji (smear=yayma) ile mümkündür.
Akciğer kanserinin %70’i akciğerin merkezinde (bronşlarla ilişkili) gelişir (Şekil 3). Balgam sitoloji incelemesinde bu kanserlerden dökülen hücreler saptanabilir. Akciğerin merkezinde gelişen kanser tipleri sigara ile en çok ilişkili olarak gelişenlerdir. Bu nedenle, sigara tiryakilerinin balgam sitoloji testi yaptırmaları bu kanserlerin erken saptanmasında ve cerrahi tedavi şansının kaybedilmemesinde önemlidir.





Şekil 3: Akciğer kanserinin bronşlara (hava yolu) yakınlığı. Kanser hücreleri bronşlara girerek balgama karışmaktadır.

Akciğer kanserinden ölüm, tanıdan sonraki 5 yıl içinde % 94 oranında olmaktadır. Ancak, eğer kanser küçük hücreli tip dışındaki kanserlerden biri ise, henüz yayılmadan saptanmış ise ve çapı 3 cm'den küçük ise, cerrahi tedavi sonrası hastaların % 75’inden fazlası 5 yıllık yaşam şansına sahip olmaktadır. Bu nedenle akciğer kanserinde erken tanı çok önemlidir.
Balgam sitoloji testi, 3 ayrı günde ve sabahın ilk balgamı alınarak yapılmalıdır. Balgam, patoloji laboratuarına bir plastik kap içinde taze olarak getirilebilir. Ayrıca, balgamı etil alkol içeren bir kaba koyarak getirmek de mümkündür (Şekil 4). Balgam patoloji laboratuarına getirmek üzere yola çıkana kadar buzdolabında bekletilmelidir.



Şekil 4: Smear kabı.

Balgam sitoloji ile sadece akciğer kanserinin tanısı değil, akciğerin mantarlar ve parazitler gibi bazı mikrobik hastalıklarının tanısı da konabilmektedir.

4 Temmuz 2007 Çarşamba

Akciğer Kanserleri

Akciğer kanseri hemen hemen dünyanın tüm ülkelerinde en sık rastlanan kanser türüdür. En önemli nedeni sigaradır. Sigara tiryakiliğinin kadınlar arasında da giderek yaygınlaşmasıyla, daha önce bir erkek hastalığı olan akciğer kanseri artık kadınlarda da çok sık görülür olmuştur. Bazı ülkelerde, akciğer kanseri kadınlarda meme kanserinin de önüne geçmiştir.



Ülkemizde toplumun %43.6’ sı sigara içmektedir. Bu oran erkeklerde %62.8, bayanlarda %24.3’ tür. Sigara kullanımı genellikle ergenlikte başlar. Ülkemizde 15 yaş üzerindeki 16 milyon kişi sigara içmektedir.



Akciğer kanseri geç belirti veren ve özel de bir belirtisi olmayan bir hastalıktır. Hastaların %75’ i ilerlemiş evrede doktora baş vurmakta ve ameliyat şansını kaçırmış olmaktadır. Oysa, erken tanı konmuş akciğer kanserinde cerrahi girişim ile sağlıklı bir yaşam mümkün olabilmektedir.



Akciğer kanseri tüm dünyada erkeklerde en sık görülen kanserdir. Tüm kanserlerin %16'sı, tüm kanser ölümlerinin %28'i ( erkeklerde %35, kadınlarda %19) akciğer kanseri nedeniyledir.



Türkiye’ de sağlıkla ilgili istatistikler çok güvenilir olmadığı için, ülkemizde yılda kaç kişinin akciğer kanserine yakalandığı kesin olarak bilinememekle beraber, her yıl 15-20.000 kişiye akciğer kanseri tanısı konduğu tahmin edilmektedir.

Ülkemizde akciğer kanseri erkeklerde en sık görülen kanserken kadınlarda meme ve genital bölge kanserlerinden sonra 3.sıradadır.



Akciğer kanserinin en önemli özelliği önlenebilir olmasıdır. Nitekim, USA’ da sigara tüketiminin etkin kampanyalarla azaltılmasıyla akciğer kanseri de azalma yoluna girmiştir. Buna karşılık, sigara tüketiminin giderek arttığı geri kalmış ve gelişme olan ülkelerde ise akciğer kanseri hızlı bir artış göstermektedir.



Sigara üreten firmalar, reklâmlarını bilinçli olarak bu ülkelere ve özellikle de gençlere ve kadınlara yönlendirmişlerdir. Sigara, bağımsızlığın, özgürlüğün sembolü gibi gösterilerek gençler ve hanımlar sigara içmeye özendirilmektedirler.